Nazmi Akdağ | Nostalji | Güney Gazetesi Mersin
Nazmi Akdağ
GÖRÜŞ

Nazmi Akdağ

Nostalji


Her kurum şimdi kendi medyasını oluşturmakta.

Cumhuriyet Gazetesinde 1974 yılında işe başladığımda ulusal düzeyde yayın yapan 5 gazete ile birlikte TRT ve Anadolu Ajansı vardı.

Doğal olarak gazeteci sayısı da azdı.

Ayrıca Mersin’de yayın yapan 4 adette yerel gazete vardı.

Ancak bunların içinde en aktif olanı Tankut Tufan abimizin yönettiği Sonhaber gazetesiydi.

Bütün arkadaşlar Sonhaber gazetesini büro gibi kullanırlardı.

Tankut Abi’de bunu iyi değerlendirir, gazetenin tashih işlemlerini bizlere yaptırırdı.

O zamanlar yerel gazeteler haber ajanslarına abone olmadıkları için Sonhaber’in dışındakiler ulusal gazetelerden aldıkları haberleri kullanırlardı.

Şimdi kes yapıştır yerine kes diz sistemi uygulanıyordu.

Gazeteler mürettipler tarafından elle dizilirlerdi.

O yıllarda birlikte çalıştığımız arkadaşların büyük bir kısmını kaybettik.

Hürriyet  Müfit Bekiroğlu, Tercüman Peyami Sefa Maracı, Milliyet Hamdi Yurdakul, Günaydın Ziya Keskinışık, AA Nevzat Kelleli.

Bu arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum.

O dönemden Mersin’de gazetecilik yapan Ali Adalıoğlu, Osman Bekiroğlu  ve ben kaldık.

Aramızdan ayrılanlara Allahtan rahmet dilerken, geride kalan üçümüze de uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.

Yazımın başında da belirttiğim gibi şimdi her kurum kendi medyasını yaratmaya çalışıyor.

Geçmişte basın bu kadar güdümlü değildi.

Özellikle özel radyo ve televizyonlar yayın hayatına başladıktan sonra ticari haberler artmaya başladı.

Bir noktada onlara hak veriyorum yaşamaları için mali kaynaklara gereksinimleri var.

Ama teslim olmak gazetecilik değil.

Özellikle ulusal düzeyde yayın yapan medya kuruluşları adeta tek merkezden yapılan haberleri kullanıyorlar.

Bunları kendilerine örnek alan yerel medya kuruluşları aynı yolda ilerliyorlar.

Bugünleri görünce rahmetli Nevzat Kelleli arkadaşım geldi.

Nevzat Kelleli’yle ekonomi haberlerini parçalar bir bülten veya basın toplantısında aldığı bilgileri spot denecek başlıklar halinde haber yapardı.

“Kendisine neden haberi bir bütün olarak vermiyorsun” dediğimde,

“Benim için önemli olan AA’nın yayın bültenine girmesidir” derdi.

Yıllar sonra  yaygın basın paralı veya ısmarlama haberler yapmaya başlayınca,

Nevzat “ Benim yıllar önce yaptığımı şimdi ulusal basın yapıyor” demişti.

O zamanlar hepimiz kaşeli çalışırdık. Yani kadrolu değildik.

Yani yaptığımız haber başına para alırdık.

Ama hiçbir zaman iktidar gücüne teslim olmadık. Doğru bildiğimiz haberlerimizi yaptık.

Elbette bu ilkeli habercilikte gazete yöneticilerinin de payı büyüktü.

Çünkü gazete patronlarının asıl işi gazetecilikti. İş adamı değildi.

Rahmetli Nevzat Kelleli ,arkadaşım şimdiki gibi ısmarlama haber yapmazdı.

Sadece yayınlanan haberlerini iş çevrelerine kartvizitini de ekleyerek teslim ederdi.

Yıllar sonra medyanın nasıl güce teslim olduğunu görünce Nevzat arkadaşımın ne kadar haklı olduğunu anladım.



ARŞİV YAZILAR