Ali Adalıoğlu

Eğitimde fırsat eşitliği mi?


Okul zili çaldı.

2025-2025 Eğitim-Öğretim Yılı başladı.

Ama nasıl?

Öğretmenler sorunlu!

Öğrenciler sistem karmaşasından bunalmış!

Veliler okul masraflarını nasıl karşılayacağının hesabını yapıyor!

Aslında hesap mesap yapmıyor!

“Okul masraflarını nasıl karşılayacağım?” diye kara kara düşünüyor.

Kimse işin içinden çıkamıyor.

Öğretmen geçim derdindeyken nasıl yararlı olabilecek?

Gündüz vereceği eğitime mi odaklanacak yoksa geçinmek için ek iş peşine mi düşecek?

Veli ise çocuğuna en iyi eğitimi aldırma peşinde.

Parası olan için kolay.

Gönderir özel okula işin içinden sıyrılır.

Tabii ki 5 veya 6 sıfırlı ücret ödeyecek mabadı varsa!

Devir, “Parayı veren düdüğü çalar” devri…

NOKTA.

 

*

 

Özel okul olmasa bile devlet okulunda “Kaliteli öğretmen”  seçme şansı var!

Tabii ki onun da bir bedeli!

4-5 sıfırlı rakamlara kadar bağış yapma olanağı varsa sorun çözülür, özel sınıfa gider.

Yoksa, çocuğu 40-50 kişilik sınıflarda kendine yer bulur.

Öğrenci ise bu ikili arasında sıkışır kalır.

Şimdiki çocuklar cin gibi maşallah!

Saf dışı bırakıldığını gören öğrenci durumu çakozladı mı ne ders çalışır ne de kendisine hedef koyar.

Sonuçta da Türkiye’nin eğitim düzeyi düştükçe düşer.

Son 23 yıldır olduğu gibi.

Yapboza dönen eğitim sisteminden ne beklenir ki?

Anadolu’da bir deyiş vardır:

“Ne umuyorsun bacından bacın ölmüş acından!”

Bizimkisi de o hesap.

NOKTA.

 

*

 

Milli Eğitimin temel direklerinden eşitlik ilkesine göre; “Her yurttaş, hiçbir ayırım gözetilmeksizin öğretim ve eğitim hakkına sahiptir. Eğitimde, hiçbir kişiye, aileye veya zümreye ayrıcalık tanınamaz” ifadesi yer almaktadır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de “Her bireyin eğitim görme hakkı vardır” olarak belirtilmiştir eşitlik ilkesi. Ancak bu hak doğarken eşit olsa da zamanla birçok yönden eşitsizlik baş gösterir. Bu eşitsizlikler sosyal yapı, ekonomik düzey, ailenin eğitim durumu, coğrafi farklılıklar, beslenme gibi etkenlerden oluşabilmektedir.

Türkiye’de eşitlik ilkesi her coğrafi bölge için farklılık gösterdiği gibi, eşitsizlik aynı bölgedeki farklı okullarda bile hissedilebilmektedir.

Durum bu kadar açık ve net iken bugün okullarımız Bay Başkan başta olmak üzere devlet büyükleriyle dolup taşacak.

‘Eğitimde ne kadar başarılı olduğumuz’ gibisinden sözcüklerle ağızlardan bal damlayacak (!),şakşakçılar da bol bol alkış tutacak.

 

Sözün ÖZÜ;

 

Kabullensek de kabullenmesek de Türkiye’de eğitim tamamen özel sektörün eline geçti.

Sağlıkta olduğu gibi.

Türkiye’deki özel okul sayısı bunun en belirgin göstergesi.

Okulların çoğu hormonlu!

Ne mekânları okula benziyor ne de oturmuş bir eğitim sistemleri var!

Billboardlarda reklam yapılarak beyin yıkanıyor.

İyi araştırma yapmadan bu okula kayıt yaptıran veliler yandı.

Aç kapa okullar var.

Hep merak etmişimdir, Milli Eğitim Bakanlığı gerekli koşulları yerine getirmediği açık seçik ortada olan bu okullara nasıl ve neden izin veriyor?

Deveye sormuşlar: 

- Boynun neden eğri?
“Nerem doğru ki ?” demiş.

Biz de bunu bilmiyor gibi tutmuş eğitim kalitesinden söz ediyoruz.

Duyamadım, ne buyurdun halazadem?

“Eğitimde fırsat eşitliği mi” dedin?

Hadi canım sen de!

 

 

 

 



ARŞİV YAZILAR