Dünya Kenti Mersin’i gördüm!
Dün sabah uyandım.
İşe gidiyorum.
Bir de ne göreyim, Mersin baştan aşağı değişmiş.
Yollar pırıl pırıl.
Trafik derdi yok.
Çünkü, Metro sefere başlamış!
Toplu taşıma araçları pırıl pırıl.
Minibüsler seferden kaldırılmış.
Belediye otobüsleri yetiyor zaten.
Her taraf yemyeşil.
Ucube binalar yok, yerine modern akıllı binalar yapılmış.
Akdeniz Mimarisi’ne uygun.
Marina bile AVM’den Yat Limanı’na dönmüş.
Yüzlerce yat demirli.
Görüntü kirliliği yaratan ne varsa yok olmuş.
Her köşe başında ve boşlukta bulunan billboardlar sökülmü
Onun yerine belli kavşaklarda teknolojik reklam panoları yerleştirilmiş.
Yol kenarında park eden bir tek araç yok.
Otopark sorunu çözülmüş.
Ama, Atatürk Parkı’na yapılarak değil.
Modern otopark anlayışıyla.
Kendi kendime, “Allah be!” dedim.
“Büyükşehir böyleyse ilçeler ne durumda?” diye merak ettim.
Merkez ilçelerde şöyle bir tur attım.
Eski Akdeniz gitmiş yepyeni bir Akdeniz gelmiş.
Varoş diye bir yer kalmamış.
Kürdü, Türkü, Lazı iç içe.
Hem de modern konutlarda.
Millet Bahçesi’nde sarmaş dolaş yaşamın keyfini çıkarıyorlar.
Mezitli daha bir güzel olmuş.
Yenişehir dersen, sanki Çankaya.
Toroslar ise tam sayfiye yeri.
Torosların eteğine villalardan oluşan bir kent kurulmuş.
Köy yolları bile duble yola dönüşmüş..
Bu kadarla kalsa iyi.
Uluslararası Çukurova Bölgesel Havaalanı tamamlanmış, uçuşlar bile başlamış.
Kazanlı-Seyhan Turizm Bölgesi turist dolu.
Biz üçüncüsünü beklerken 9. OSB üretimde.
Lojistik Merkez faaliyete geçmiş.
Çeşmeli-Taşucu otoyolu vızır vızır.
Mersin-Silifke arası 40 dakikaya düşmüş.
Az daha unutacaktım, Mersin-Silifke sahilindeki adına yazlık denen ucube konutlar yıkılmış, yerine turistik otel inşaatları boy gstermiş
İşte “hayalimdeki Mersin” dedim.
Hep eleştirecek değiliz ya!
Mersin’i Dünya Kenti yapanlara teşekkür etmek boynumuzun borcu oldu.
Önce Bay Başkan’dan başladım.
“Gelmiş geçmiş tüm bakanlarımıza ve milletvekillerimize” diye devam ettim.
Sıra geldi yerel yöneticilere.
Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan başlayarak Akdeniz, Mezitli, Toroslar,
Yenişehir diye alfabetik olarak sıraladım.
Bu bölümü tekrar tekrar okudum ki hata yapmayayım.
Birini unutsam bilirim ki halim nice olur!
Tam, “Oh be rahatladım” derken bir uyandım ki arkam buz tutmuş!
Üstüm açılmış klima tam mabadıma vurmuş.
Demek ki “mabadı serin/sağlam tutarsan rüyan bile gerçek gibi!” diyerek mutlu oldum.
Sözün ÖZÜ;
Aslında bu yazdıklarım hayal değil.
Belki de şimdiye kadar olmalıydı.
Olmadı, bundan sonra olur mu?
“Neden olmasın?” diye düşündüm.
Gelirler eften püften şeylere harcanmasa,
İhaleler biraz daha düzgün yapılsa,
İmar Palanlarına dikkat edilse,
Eş, dost, yandaş mutlu edileceğine, tüm kentin mutluluğu düşünülse
İnanıyorum ki benim değil, tüm Mersin’i sevenlerin rüyası gerçek olur.
Hem de bal gibi!